Google’dan arkadaşım (ÅŸu anda Microsoft’ta çalışan) sevgili Onur ile dünyanın henüz görmediÄŸimiz bir köşesini keÅŸfetmek amacıyla her sene noel döneminde seyahat ediyoruz. Bu blogu takip edenler hatırlarlar: 2012 noel tatili döneminde (Aralık sonu) güney Meksika’yı karış karış dolaÅŸmıştık 2 hafta içerisinde (maceramızı anlattığım yazılara buradan ulaÅŸabilirsiniz). Geçen noel döneminde ise (2013 Aralık) Kamboçya ve Vietnam’ı keÅŸfe çıktık Onur’la. Ben yolculuÄŸa biraz daha erken baÅŸlayıp daha önce görmediÄŸim Bangkok’u da (Tayland) bu seyahate ekledim. 3 yazıdan oluÅŸan mini bir seri ÅŸeklinde bu seyahatimizi bol bol resim eÅŸliÄŸinde özetleyeceÄŸim. Åžimdiden keyifli okumalar diliyorum.
Ekim-Aralık döneminde iÅŸ nedeniyle Sidney’deydim (Avustralya), o nedenle geziye Sidney’den Bangkok’a uçarak baÅŸladım. GideceÄŸimiz bölgenin dünya üzerinde konumu ve yolculuk rotamız ÅŸu ÅŸekildeydi (baÅŸlangıç noktam olan Sidney’i de iÅŸaretledim)
Tüm noktalar arasındaki ulaşımı uçakla saÄŸladık, yerel havayollarından önceden biletleri alınca son derece ucuz rakamlara (tek yön $50 civarı) uçakla seyahat edip zaman kazandık. Planım Sidney’den Bangkok’a uçtuktan sonra Bangkok’da 2 gün kalıp, daha sonra Kamboçya’da (Siem Reap) Onur’la buluÅŸmaktı. Daha sonra Vietnam’a geçip ülkeyi güneyden kuzeye dolaÅŸacaktık. Bölgeyi beraber gezdikten sonra Bangkok üzerinden Ä°stanbul’a uçarak geziyi sonlandıracaktım.
Sidney’den Bangkok’a Thai Havayolları ile uçtum. Bangkok, Avustralya’ya anakaradaki en yakın ÅŸehirlerden biri gibi gözükse de yolculuk 9 saat sürüyor. Aktarmasız ve rahat bir yolculukla Bangkok’a ulaÅŸtım. Tayland, Türkiye pasaportu olanlardan vize istemiyor, çok rahat bir ÅŸekilde pasaporta sadece damga vurdurarak ülkeye girdim.
Bangkok’ta 2 dolu gün geçirdim. Bolca resim eÅŸliÄŸinde Bangkok hakkında birkaç ilginç bilgiyi paylaşıyorum:
Bangkok’ta Ä°stanbul’u aratmayacak bir trafik var. O nedenle nehirde botlarla ulaşım, ÅŸehiriçi ulaşımın önemi bir parçası.
Bangkok dünyanın en sıcak başkenti ve Aralık ayı olmasına rağmen (Bangkok kuzey yarımkürede) sıcaklık 30 derecenin altında değildi.
Dünyadaki en büyük altın kaplama Budha heykellerinden biri Bangkok’taki Wat Pho (Yatan Buda) Tapınağı’nda. 16. yüzyıl başında yapılan bu heykel 46 metre uzunluÄŸunda ve 15 metre yüksekliÄŸinde. Budha’nın nirvanaya ulaÅŸması betimleniyor. Bangkok’taki tapınaklara girerken ayakkabılarınızı çıkarmak zorundasınız. Ãœstelik bazı tapınaklarda çıkardığınız ayakkabıları yanınıza almanıza dahi izin verilmiyor, kapıda bırakmanız gerekiyor.
Bangkok’ta sokak yemeÄŸi ÅŸehrin en önemli kültürel öğelerinden biri. Nerdeyse tüm yerel halk akÅŸamları sokak yemekleri ile kaldırımlara yayılarak karınlarını doyuruyor. OkuduÄŸuma göre sokakta yemek yemenin maliyeti, yemeÄŸini kendin hazırlamanın maliyetine göre çok daha düşük.
Bangkok’taki Çin mahallesinde dünyanın en ilginç sokak yemeklerini deneme ÅŸansınız var (ismini bilmediÄŸim yüzlerce böcek ve sürüngen türüne kadar)
Bangkok’ta çok ucuz fiyata ÅŸehirdeki Kore restaurantlarında Kore usülü barbekü yapabilirsiniz. Burada seçtiÄŸiniz et çeÅŸitleri çiÄŸ olarak önünüze geliyor. Masanın ortasında ise masaya entegre barbekü bulunuyor. Bu barbekü üzerinde etlerinizi istediÄŸiniz gibi piÅŸirip yiyorsunuz.
Bangkok’ta olduÄŸum dönemde bizim medyamızda da bolca haber olan Bangkok protestolarına denk geldim. GözlemlediÄŸim ve öğrendiÄŸim kadarıyla son derece barışçıl ve polisin genelde müdahil olmadığı ÅŸekilde yaÅŸanıyormuÅŸ protestolar.
Bangkok’ta geçirdiÄŸim 2 güzel günün ardından, Cambodia Angkor Havayolları’nın ufak uçağıyla Kamboçya’nın en turistik ÅŸehri Siem Reap’e uçtum. Onur’la bu ÅŸehirde buluÅŸuyor olmamızın nedeni dünyaca ünlü Angkor Wat tapınaklarını gün doÄŸumunda görmek ve ardından Vietnam’a uçmaktı. Kamboçya tecrübesi hiç unutamayacağım bir yaÅŸantı oldu benim için. Tapınakların görkemi ve çekiciliÄŸi bir yana, bu ülkedeki dünyanın neredeyse en fakir insanlarının yaÅŸamlarını, hayata bakışlarını ve tarihlerini öğrenmek çok etkiledi beni. Kamboçyalıların çok acıklı tarihini ve milyonlarca insanın öldüğü iÅŸ savaÅŸlarının detayını kısaca öğrenmek için Bekran Sarsılmaz’ın gezi blogundaki ÅŸu yazıyı okumanızı öneririm.
Çok fazla yazıya boğmadan yine bolca resimle Kamboçya anılarımı sonlandırıyorum:
Kamboçya; dünyanın en fakir ama en temiz kalpli insanlarının olduÄŸu ülke. Yıllarca acı çekmiÅŸ, iÅŸkenceye maruz kalmış, öldürülmüş insanların çocukları yaşıyor ülkede. Gözlerinin derinliklerinde halen o acıları görebiliyorsunuz. Kaldığımız çok ucuz sayılabilecek otelde bizi yerel bir meyve suyu, kızarmış muz cipsi ve sabunlu havlu ile karşıladılar, saatlerce gezi planımız hakkında tavsiyeler verdiler. Ä°lginç bir not: Kamboçya’da otellere ayakkabı ile giremiyorsunuz. Eve girer gibi otelin lobisinde ayakkabılarınızı bırakmanız gerekiyor ve içeride çıplak ayak veya çorapla dolaşıyorsunuz.
Siem Reap’a 1 saatlik tuktuk yolculuÄŸu mesafesinde yüzen ÅŸehir bulunuyor. Bu yüzen ÅŸehre ulaÅŸmak için köylerin içerisinden geçiyorsunuz. Turistlerin sadece Angkor Wat tapınağına odaklandığı ÅŸehirde, nerdeyse hiç turistle karşılaÅŸmadığımız ve yerel halkın içinde olduÄŸumuz bu yolculuk çok etkileyiciydi.
Yüzen şehre bizi götüren teknenin 14 yaşındaki kaptanı.
Yüzen şehrin jandarma binası.
Yüzen şehirde yaşayan öğrenciler bu okulda okuyor.
Yüzen şehirdeki en önemli geçim kaynağı balıkçılık. Şehire yaşayanlar bunun gibi teneke ve tahta karışımı evlerde yaşıyorlar.
Yerel halk “tarla adacıklarda” sebze yetiÅŸtiriyor.
Yüzen ÅŸehir turunda kaldığım otelin görevlilerinden bu Kamboçyalı genç arkadaÅŸ bana eÅŸlik etti. Haftanın 1 günü izin yapıyormuÅŸ, ve izin gününü benimle geçirerek bana bir bakıma rehberlik etmiÅŸ oldu. Yol boyunca yurtdışına seyahat etmenin Kamboçyalılar için nerdeyse imkansız olması ve dünyadaki gelir adaletsizliÄŸi üzerine uzun uzun konuÅŸtuk. Kendisi öğrenci ve hayali üniversiteyi Bangkok’ta bursla okuyabilmek.
Yolun tam ortasında teknemiz bozulunca başka bir tekneye geçerek geri döndük.
Keyifli ve bir o kadar sarsıcı yüzen ÅŸehir turunun ardından Siem Reap’e geri dönünce, gün boyu bana eÅŸlik eden öğrenci arkadaÅŸa kendi tavsiyesi olan bir restuarantta güzel sohbeti için teÅŸekkür etmek amacıyla yemek ısmarladım. GörebileceÄŸiniz gibi ana yemek fiyatları $3-4 civarı. Biralar ise 1 doların altında. (Siem Reap Kamboçya’nın en turistik yeri ve bu fiyatlar ülke ortalamasının kat ve kat üzerinde).
Beef Loklac, bölgenin yerel yemeği. Yerel etler, yerel baharatlarla pişirilip pilav ve yumurta ile servis ediliyor.
Yemeği ünlü Kamboçya birası Angkor ile sonlandırdık.
Siem Reap’in gece hayatı son derece hareketli. Bunun nedeni ÅŸehrin son derece turistik olması. Barlar sokağı diye tabir edebileceÄŸimiz bu sokaktaki tüm kafe ve restaurantlar Avrupa’daki muadillerinin aÅŸağısında deÄŸildi.
Kamboçya’da memleket özlemini bir Ä°rlanda pub’ında Guinness birası ile sonlandırıyoruz. Çok lokal hareketler deÄŸil tabi.
Kamboçya’ya gelme nedenimiz güneÅŸ doÄŸarken Angkor Wat tapınaklarının bu sihirli görüntüsünü fotoÄŸraflayabilmekti. Kelimelerle anlatamayacağım kadar ilginç ve etkileyici bir ambiyans vardı güneÅŸ doÄŸarken.
Güneş doğarken en güzel Angkor Wat pozunu yakalayabilmek için yüzlerce turist güneş daha doğmadan yerlerini alıyor göl kenarında. Biz de sabah 4.30 civarı yerimizi almıştık.
Tapınaklar bölgesinde maymunlar serbestçe dolaşıyor. Hatta bazen onlarcası etrafınızı sarabiliyor, fotoğraf makinenizi, yiyeceğinizi alıp kaçabiliyor. Biz dikkatliydik de sorun yaşamadık.
Kamboçya’da uyku vakti.
Kamboçya’da geçirdiÄŸimiz 3 gün boyunca bize eÅŸlik eden tuktuk şöförümüz Ryan, son derece dolu ve keyifli hikayeleri olan bir arkadaÅŸ. Yol boyunca çok ilginç anılarını dinledik, hayat hikayesini öğrendik. Kendisi çok sıkı bir Manchester United taraftarı. Genç göründüğüne bakmayın, 40lı yaÅŸlara merdiven dayamış. Ayrıca kendisinin bir web sitesi ve Tripadvisor hesabı var. 3 gün için toplamda 45 dolara anlaÅŸmıştık, ancak ayrılırken bir yüklü bir miktar daha bıraktık hem mükemmel yardımseverliÄŸi ve arkadaÅŸlığı hem de çocuklarının eÄŸitimi için katkısı olması adına.
Kamboçya’dan ayrılmadan önce Ryan ve ufak çocukları ile veda fotoÄŸrafımız.
Kamboçya’nın ardından yine Cambodia Angkor Havayolları ile Vietnam’ın en büyük ÅŸehirlerinden Ho Chi Minh City’e (eski adıyla Saygon’a) uçtuk, ve takip eden 10 gün boyunca ülkenin kuzeylerine doÄŸru ilerleyerek unutulmaz anılar biriktirdik. Vietnam anılarını 2 yazıya bölerek yayınlayacağım.
***
Not: Serinin diğer yazılarına aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz
Dünyayı keşfederken (2): Güney Vietnam
Dünyayı keÅŸfederken (3): Kuzey VietnamÂ