2015 Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz Asya gezimizin ikinci yarısını Kuzey Tayland’a ayırdık. Gezimizin ilk yarısına ait...
Yıldızın Parladığı Anlar
Cemal BüyükgökçesuStefan Zweig‘ın kitabında yıldızın parladığı anlar; “çağları aşan bir kararın bir tek takvime, bir tek saate, çoğu kez de yalnızca bir tek dakikaya sıkıştırıldığı trajik ve yazgıyı belirleyici anlar” olarak anlatılmış. (Ayrıca bkz. Son Saniye)
Bireysel hayatlarımızda yıldızımızın parladığı anları, yeni fikirler ürettiğimiz yaratıcılık anları olarak düşünebiliriz.
Peki, hangi şartlarda ilham perimiz son sürat çalışmaya başlar, beynimizde ışıklar yanıp yanıp söner?
***
Benim aklıma en iyi fikirler hep yüzerken geliyor mesela.
Havuzda veya denizde tek başına, sadece kulaçların sudaki melodisi ve ahengiyle beraber yüzerken, insanın aklına bir sürü değişik fikir, kafanızaki soru işaretlerine onlarca farklı yanıt gelebiliyor. Bunu bildiğimden, ne zaman ikilemlere düşsem ve zor seçimlerin öncesinde olsam, son kararımı mutlaka ve mutlaka kendimle başbaşa kalabildiğim yüzme “terapilerinden” sonra veririm.
***
Bazıları içinse “yıldızın parladığı anlar” tek başına araba kullanırken, doğada sakin bir yürüyüş esnasında veya banyoda gerçekleşir.
Mesela çoğu insan için duş almak, aynı zamanda bir düşünme egzersizi seansıdır.
Bir web sitesinde, duş almanın yeni fikirleri ve yaratıcılığı niçin tetiklediği sorusuna cevap aranmış. Şöyle ki;
- Duş almak “yeni bir günün başlangıcı”, daha doğrusu “yeni bir başlangıç“tır.
- Duş alırken kendinizle başbaşa kalırsınız. Bazı şeyleri sorgulayabileceğiniz bir fırsattır bu.
- Rahatsız edilmezsiniz duş esnasında. Ne çalan bir telefon vardır, ne de okumanız gereken bir e-mail.
- Suyun sesi sizi düşüncelere sürükleyen ve hipnotize eden bir melodi gibidir.
- Duş almak bir ritualdir. Yaratıcılık ise bu ufak ritualleri, kaçamakları sever.
- Duş almak pisliklerden, kirlerden arınmaktır. Bizleri özgürce düşünmekten alıkoyan, yaratıcılığımızı dizginleyen her türlü mikroptan, stresten, gerilimden arınmak.
- Duş sırasında çok detaylı düşünmezsiniz. Derin analizler yoktur. En büyük fikirler de basit düşünmenin ürünü değil midir?
- Sıcak su derimizin nefes almasını sağlar, hücrelerimizi açar, genişletir. Tıpkı zihnimizi açtığı gibi…
- Ayrıca duş almak bizleri uyandırır, kendimize getirir. Zinde kılar. Yeni fikirlere karşı daha hazırlıklı yapar.
- Şampuanla başınıza masaj yapmanız, birçok insanın düşünmesini tetikleyen bir ritueldir.
***
Einstein da bunların bazılarının farkında olsa gerek, şöyle soruyor: “Why is it I always get my best ideas while shaving?“