2015 Aralık ayında gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz Asya gezimizin ikinci yarısını Kuzey Tayland’a ayırdık. Gezimizin ilk yarısına ait...
Düş İçinde Düş
Cemal BüyükgökçesuFikir Atölyesi‘nden Tunç Kılınç son yazısında “Göründüğümüz Gibi DeÄŸiliz Ä°ÅŸte!” diyordu. “…farkında olmadan davranışlarımızı etkileyen bilinçdışı ögelerin, içimizde bizden habersiz baÅŸka bir kiÅŸilik” yaÅŸattığından bahsediyor kendisi. Yazıyı okumanızı ÅŸiddetle tavsiye ediyorum.
Gerçekten de zaman zaman, bilinçaltımızda olup bitenlerin yol açtığı dışavurumları anlamakta güçlük çekeriz. Her ne kadar kendimizi keÅŸfetmek için meraktan çıldırsak da “diÄŸer biz”le yüzleÅŸmekten çekiniriz. Daha doÄŸrusu kendimizle “yalnız başımıza” yüzleÅŸmekten çekiniriz.
Bu yalnızlığı genelde edebiyatla, müzikle, ÅŸiirle, resimle; kısacası sanatla aşıp  “kendimizin” karşısına çıkarız. Korkarak, ama yalnız olmadığımızı bilerek. Titreyerek, ama merak ederek.
***
Kendimizle yüzleşme maceramızda bize eşlik etmekte en başarılı eserlerin sahibi de Amerikalı büyük hikaye yazarı Edgar Allan Poe olsa gerek.
Poe’nin öykülerinin bizlerde bıraktığı etkiyi şöyle tarif etmiÅŸ bir baÅŸka öykü yazarı Senem Dere:
“Åžimdi, bir gölün kenarında oturduÄŸunuzu, etrafınızı çeviren dünyanın ve yüzünüzün durgun suya yansıyan aksini seyrettiÄŸinizi düşünün. Bir süre sonra içinizde, sudaki kıpırtısız dünyayı dağıtmak, sarsmak, deÄŸiÅŸtirmek için karşı koyamadığınız bir istek belirmez mi? DoÄŸal olarak suya dokunur ya da göle atmak için bir taÅŸ aramaya baÅŸlarsınız.
Ä°ÅŸte Poe’nun öyküleriyle yaptığı budur. Onun öyküleri göle atılan bir taÅŸ gibidir ya da suyu karıştıran becerikli bir el… Önce hayretle, yüzünüzün alışkın olduÄŸunuz çizgilerinin bozulmasına, dağılmasına ÅŸahit olursunuz. Ä°yice bakmaya cesaretiniz varsa, size benzeyen ama çoÄŸu zaman görmezden geldiÄŸiniz, hatta ürktüğünüz yine de içinizde bir yerlerde olduÄŸunu hep bildiÄŸiniz kendinizle yüzleÅŸirsiniz bulanık suda. Ardınızdaki dünya da belirsizleÅŸmiÅŸ, yıkılmıştır. Tekinsiz, karanlık, kuralsız ve vahÅŸi, baÅŸka bir dünyanın kapıları aralanır. Oraya hükmeden Tanrı, olsa olsa Dionysos’tur. Takıntılara, tutkulara, kayıp ruhlara, delice isteklere, öc almalara, kana ve sonsuz aÅŸklara kaldırır kadehini.”
***
Bizi bizle yüzleştiren eserlerin sahibi büyük yazarın ölümünün 161. yıldönümünü yarın yaşayacağız.
YaÅŸadığımız dünyanın bir düş, ve bizlerin bu düşler diyarında bambaÅŸka düşler görmeyi sürdüren düşkolikler olduÄŸumuzu hatırlattığı için kendisini bu blog’da anmayı görev biliyorum.
En güzel ve anlamlı ÅŸiirini (kendisinin çok güzel ÅŸiirleri de olduÄŸunu söylemiÅŸ miydim?) orjinal ve Türkçe yorumlarıyla aÅŸağıda paylaÅŸtım, tadını çıkarınız…
***
A Dream Within A Dream Take this kiss upon the brow! And, in parting from you now, Thus much let me avow: You are not wrong who deem That my days have been a dream; Yet if hope has flown away In a night, or in a day, In a vision, or in none, Is it therefore the less gone? All that we see or seem Is but a dream within a dream. I stand amid the roar Of a surf-tormented shore, And I hold within my hand Grains of the golden sand-- How few! yet how they creep Through my fingers to the deep, While I weep--while I weep! O God! can I not grasp Them with a tighter clasp? O God! can I not save One from the pitiless wave? Is all that we see or seem But a dream within a dream? *** Düş İçinde Düş al kaşının üstüne, bu senin busen! ve ayrılıyorum şimdi senden, bırak itiraf edeyim giderken - günlerimin bir düş olduğunu söylerken haksız değildin katiyen; gene de umut uçup gitmişse bir gecede, ya da bir günde, bir hayalde, ya da hiç birinde, fark eder mi bu vesileyle? bütün gördüğümüz ve göründüğümüz de düş içinde düştür sadece. dalgalarla tartaklanan bir sahilde dururum gürlemenin merkezinde, ve tutarım elimin içinde altın kumları zerre zerre – nasıl azlar! sürünürler gene de parmaklarımdan derine, yaşlar varken gözlerimde! ey tanrı! kavrayamaz mıyım onları daha sıkı bir kenetlemeyle? ey tanrı! saklayamaz mıyım merhametsiz dalgadan birini bile? bütün gördüğümüz ve göründüğümüz de düş içinde düş müdür sadece? Edgar Allan Poe