Hayatı keşfet!

Biz kimiz?


İrlanda'da ve Türkiye'de yaşayan iki kardeş... Gündemle, hayatla ve yaptıkları seyahatlerle ilgili gözlemlerini yazıyorlar. Limanlarından ayrılıp keşfedilmeyenlere ulaşmaya çalışıyorlar.

Son yazıları okudun mu?


Yeni yazılar anında email'ine gelsin!


İletişimde kalalım!


Bu şehr-i Sitanbul ki…

Cemal BüyükgökçesuCemal Büyükgökçesu

Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır

Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır

Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında

Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır

***

(günümüz Türkçesiyle)

Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona

Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına

Öyle tek bir incidir iki deniz arasında

Yeridir dünyanın güneşi ile tartılsa

Nedim (18. yüzyıl)

Nedim‘in bu dizeleri yazmasının üzerinden 3 asır geçmiş.

İstanbul ise paha biçilmez bir inci gibi güzelliğini korumaya halen devam ediyor.

Peki İstanbul’un eşsiz güzelliğinin farkında mıyız? Değerini biliyor muyuz? Maalesef hayır.

İstanbul’u hoyratça kullanıyoruz, elden ele savuruyoruz, çarpıyoruz, kırıyoruz, kirletiyoruz, bozuyoruz, incitiyoruz. Üzüyoruz…

O ise, hiçbir şey olmamışcasına tüm güzelliğini yine bizlerle paylaşmaya devam ediyor. Parıldıyor, ışıldıyor, en güzel kıyafetlerine bürünerek bizleri selamlıyor, gülümsüyor, gülüyor. Bıkmadan, usanmadan, her gün…

***

Avrupa’da birçok şehri gördüm. Bazılarında aylarca yaşadım, yaşıyorum. Hem de bu şehirler sıradan şehirler de değil. Dünyanın en fazla turist çeken, en güzel olduğu iddia edilen, en etkileyici şehirlerinden bahsediyorum. Berlin’den, Prag’dan, Dublin’den, Londra’dan, Paris’ten…

Evet, güzeller, hatta çok güzeller…

Ama hiçbirisi İstanbul kadar güzel değil. Hiçbirisi tüm ruhunu, güzelliğini İstanbul kadar içten paylaşmıyor sizinle. Hiçbirisi İstanbul kadar candan, sıcak, “hayat dolu” değil.

İnsanıyla, doğasıyla, tarihiyle ve kokusuyla öylesine büyüleyici bir şehir ki İstanbul, kaderiyle başbaşa bırakılamaz. Yönetenlerinin ve idarecilerinin insafına terkedilemez. Öylesine güzel ve öylesine masum ki; onu incitecek, üzecek  hiçbir şeye seyirci kalınamaz.

İşte bu yüzden İstanbul’a sahip çıkalım.

En azından değerini bilelim, nasıl bir yerde yaşadığımızın farkına varalım hiç olmazsa, değil mi?

2009'dan beri yurtdışında yaşayan Cemal, London School of Economics’teki yüksek lisansının ardından Google’da çalışma hayatını sürdürüyor. Çok fazla bilinmeyen yerlere seyahat edip farklı yaşantıları keşfetmek en büyük hobisi. Ayrıca bir yüzme tutkunu: Her gün (istisnasız) 2.5 km yüzüyor.