2015 Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz Asya gezimizin ikinci yarısını Kuzey Tayland’a ayırdık. Gezimizin ilk yarısına ait...
Haydi Bir Oyun Oynayalım
Cemal Büyükgökçesu27 Mart’ta bu blogda sizlere bir projeyi tanıtmıştım.
Projenin ismi: Haydi Bir Oyun Oynayalım
Amacı: Doğu illerimizde ihtiyacı olan köy okullarına sosyal mecrada birleşerek maddi/manevi destek yapmak.
***
Bu projeyi tanıtmamın ardından sadece 2 aydan biraz fazla bir zaman geçti.
Ve bu kadarcık kısa bir zamanda bu oyuna dahil olan onlarca güzel insanla proje büyüdü, hızla büyümeye de devam ediyor…
Tunç Kılınç’ın Fikir Atölyesi‘nde, Müge Çerman’ın kişisel blog‘unda, ve daha nice güzel insanın sitesinde duyuruldu bu girişim. İlgi çekti, büyüdü.
Ve bu sayede, bu kısacık zaman diliminde, daha şimdiden 2 okulumuza ulaştık:
İlk okulumuz Esra Öğretmenin görev yapmakta olduğu Mardin – Savur ilçesindeki Evren İ.Ö.O.
İkinci okulumuz ise Nazlı Öğretmenin görev yapmakta olduğu Muş’un Bulanık ilçesindeki Çaygeldi Köyünde yer alan ilkokul.
Hedefimiz ise: 4 Mevsim 4 Okul
Gündelik hırslardan, gereksiz mutsuzluklardan, boş kavgalardan, anlamsız telaşlardan sıyrılarak insanlığa ve iyiliğe doğru kocaman bir adım atmak, ve bugüne kadar sizleri üzen şeylerin anlamsızlığını hissederek mutlu olmanın gerçekte nasıl bir duygu olduğunu hissetmek isterseniz Oyunumuza Siz de Katılın!
Bunun için yapmanız gereken, projenin sahibi güzel insan Koray Kocabaş ile iletişime geçmek.
Koray’ın e-mail adresi: koraykocabas@gmail.com
Blogundaki ilgili yazılar: misjournal.com
Facebook sayfası: Haydi Bir Oyun Oynayalım
Yine bu blog üzerinden bana da ulaşarak (buyukgokcesu@gmail.com); düşüncelerinizi, geri bildirimlerinizi, sorularınızı ve oyuna dahil olma isteğinizi paylaşabilirsiniz.
Mardin’deki Esra Öğretmenin Mektubundan Bir Kesit:
“… bu küçük uzak yerde bazı şeyler değişmeye başladı. Bazı çocuklar hayatlarında ilk kez jelibon yediler, bazıları ilk kez halley in tadına baktılar, bazıları ilk kez oyun hamuruyla oynadılar, bazılarıysa ilk kez bu kadar kaliteli yumuşak ve güzel koklu oyun hamurlarına dokundular, ilk kez faaliyetlerini prittle yapıştırdılar, okul kütüphanesinde ilk kez bu kadar çeşitli kitapları oldu, çok beğendikleri deli oldukları Alacakaranlık serisi kitaplarını ilk kez bu kütüphaneden okudular. Bazı öğrencilerimizin ilk kez kendilerine ait diş fırçaları oldu. İlk kez TABU ve benzeri oyunlarla oynama fırsatları oldu. Çizgi Film DVD leri ile buralarda nadiren hissettikleri “Çocuk Olmak” duygusunu çok yakın hissettiler.
Aslında gönderdikleriniz onlara hep şunu hatırlattı “Sen Çocuksun ve Sonuna Kadar Çocuk Gibi Davranma Hakkın Var”. Çocukluk buralarda pek de farkına varılmayan bir dönem, üzeri kapatılıp, es geçilen bir dönem, büyüklerin verdiği emirlerin yerine getirildiği, isteklerin dile getirilemediği, olmayan çocuk parkında oynanamayan bir dönem. Sizler sayesinde bu çocuklar çocuk olduklarını hissettiler. Bilmem bundan daha harika bir hediye olabilir mi?
Biliyor musunuz ilk kez birileri buradaki öğrencileri ciddiye alıp mektup yazdı, hem de yaşları kendilerinden büyük birileri. Ve onlar da ilk kez hiç tanımadıkları fakat kendilerine “Çocuk Olma Duygusunu Hissettirme Kıyağını” yapan abi ve ablalarına mektuplar yazıp resimler çizdiler. Bu tarifsiz bir şey, bir çocuk için ne kadar anlamlı olabileceğini anlatmak çok zor; belki bir poşet jelibonu avucuna döküp tek seferde yemek gibi ya da hayatında ilk kez oyun hamuruna sahip olduğunda sevinçten ne yapacağını bilemeyip yerine bile oturamamak ve heyecandan kekelemek gibi, ya da elindekine bakıp öğretmenim bu bizim mi olacak? Diye sormak gibi, ya da lavabosu olmayan evde diş fırçasını nasıl kullanacağını düşünmek ya da artık ablasının diş fırçasını kullanmak zorunda kalmayacağı için çok sevinmek gibi.
Çocuklara yardım etmek bence her şeyden önce biraz da çocuk olmayı gerektirir. Sizler belki de buradaki çocukların iç seslerini duyabildiniz, onlardan çok da farklı olmadığınız için. Hala içinizde bir çocuğun yaşamasına izin verdiğiniz için ve bu duyguyla tüm dünyayı kendinize arkadaş görebildiğiniz için onlara ulaşabildiniz.
Çocuklar hep şöyle söylüyorlar; Öğretmenim bunları bize gönderenlere bizim adımıza da çok teşekkür edebilir misiniz?
…
Parçası olduğunuz bu oyun Mardin’in Savur ilçesinde çok şey değiştirdi,
…
Buradaki çocukların hayatlarında bir şeyleri değiştirdi,
Size küçük gelebilir yaptıklarınız fakat hepsi burada değerliydi,
Hiç bir şey yapmadıysa bile GÜLÜMSETTİ……..
“