2015 Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz Asya gezimizin ikinci yarısını Kuzey Tayland’a ayırdık. Gezimizin ilk yarısına ait...
Bu insanlar nereye bakıyor?
Cemal BüyükgökçesuBu insanlar, yavrusuna birkaç hareket gösteren anne balinaya bakıyor. Peki, benim bu insanların içerisinde ne işim var? Balina gözlem turlarından birine katıldım geçen hafta, hayatımda unutamayacağım bir anı oldu.
2010 yılında Londra’da LSE Girişimcilik Kulübü adına birkaç Polonyalı arkadaşla LSE öğrencilerini Türkiye’deki büyük firmalarla ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ile buluşturacak bir kariyer gezisi düzenlemiştik. Bu geziden ve İşletme bölümünden arkadaşım Oya’yla 3 yıl sonra Sidney’de görüşmek kısmet oldu (önceki bir yazımda “dünya küçük değil, çok büyük” demiştim, bu yazıda “dünya ufacık” diyorum). Kendisi uzun bayram tatilini fırsat bilerek Sidney’e gelmiş, benim de Sidney’de olduğumu şans eseri Facebook paylaşımlarından ve önceki blog yazımdan farketmiş (Teşekkürler Facebook ve blog yazılarım). Haberleştik ve 3 haftadan beri ilk Türkçe konuştuğum kişi oldu kendisi. O nedenle Oya’ya da teşekkürler. 🙂
Oya’yla beraber geçen haftasonu Sidney’deki balina gözlem turlarından birine katıldık. Tur teknesinde tahmini 100 kişiyle beraber 20 dakikalık bir yolculuğun ardından Sidney’de Manly plajı açıklarında beklemeye başladık. Ve ilk anons geldi: “Teknenin solunda bir anne ve yavru balina suyun üzerine çıktı“. Tam bu anonsun ardından hiçbir zaman unutamayacağım o görüntü gerçekleşti. Anne balina bir anda suya dalıp ardından bütün endamıyla sudan çıkıp havalandı (balina zıpladı diyemiyorum, çok garip kaçıyor :)) O anı değil ama tam daldığı anı fotoğraflayabildim. Yaşadığım anı birebir kopyalayan benzer bir fotoğrafı ve kendi çektiğim dalma anı fotoğrafını ve videosunu aşağıda paylaşıyorum.
Bir şehrin dev bir okyanusun kenarında olmasının güzelliği bu işte. Balinalar, köpek balıkları, yunuslar, binbir çeşit ismini bilmediğim deniz ve kara canlısı, doğa olayı… Sidneyliler hepsini günlük hayatlarının en doğal parçasıymış gibi yaşıyorlar. Mesela dün Manly plajına gitmek için bindiğir şehir içi vapurda, yanımda oturan yaşlı adam “sağa bak, balina var” diye beni uyardı. Bunu “aa bak kefal zıpladı” der gibi öyle bir ilgisizlik ve olağanlıkla söyledi ki hiç unutmayacağım.
İstanbul vapurlarında çokça yolculuk yapmışsınızdır. Vapur, Kız Kulesi’nin yanından geçerken okuduğunuz gazeten başınızı kaldırmazsınız bile. Güvertede Kız Kulesi’ni fotoğraflamak için binbir şekle giren Japon turistleri de garipsersiniz, hatta gülümsersiniz dalga geçercesine. İşte ben o Japon turist oldum Sidney’de. Seyahat etmek insana çok şey öğretiyor. Perspektifinizi ve hayata bakışınızı zenginleştiriyorsunuz. Dünyaya tek değil, onlarca pencereden bakma yeteneği kazanıyorsunuz. İşte geçen hafta bu pencerelere bir yenisini ekledim ben.
Birçok yazımda söyledim, yine tekrarlıyorum: Yollar köprüler yaparak, altyapıyı yenileyerek, en yeni teknolojileri ülkeye getirerek ileri gitmek mümkün ama bir yere kadar. Bir toplumun zihinsel devrim yaşaması ve çok büyük hızla ileri gitmesi için olabildiğince seyahat etmesi, yeni gözlemler yapması, ve yeni insanlar / kültürler tanıması çok çok önemli. Bir toplumun hayata bakışı ve anlayış zenginliği ancak bu şekilde genişler çünkü.
***
Önceki hafta balina turu dışında aynı zamanda Sidney plaj turlarına devam ettim. Aşağıda Tamarama Plajı ve Bondi Plajı civarındaki trekking turumdan birkaç fotoğrafı ve videoyu paylaşıyorum.
Sidney’de kaldığım Pyrmont bölgesi şehrin en keyifli bölgelerinden biri. Özellikle gün batımı zamanlarında muhteşem bir güzelliğe bürünüyor liman. Ben de o anlardan birinde birkaç poz yakaladım. Bu görüntüler eşliğinde Türkiye’ye ve Dublin’e selamlarımı yolluyorum Sidney’den…
Photo Credit: Crouchy69 via Compfight cc