2015 Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz Asya gezimizin ikinci yarısını Kuzey Tayland’a ayırdık. Gezimizin ilk yarısına ait...
Dünyayı keşfederken (2): Güney Vietnam
Cemal Büyükgökçesu3 yazıdan oluşan ve 2013 Aralık ayında yaptığımız Tayland, Kamboçya ve Vietnam gezisini anlatan yazı serisinin ilk yazısını da okumanızı öneririm: “Dünyayı keşfederken (1): Tayland & Kamboçya”
***
Kamboçya’nın ardından yine Cambodia Angkor Havayolları ile Vietnam’ın en büyük şehirlerinden Ho Chi Minh City’e (eski adıyla Saygon’a) uçtuk, ve takip eden 10 gün boyunca ülkenin kuzeylerine doğru ilerleyerek unutulmaz anılar biriktirdik.
Öncelikle kısaca vize konusundan bahsedelim. Türkiye vatandaşları, Vietnam için vize almak zorunda. Ve bu vizeyi almak hiç de kolay değil. Ben vizeyi Sidney’deki Vietnam konsolosluğundan aldığım için çok fazla zorlanmadım (Niçin Sidney’de bulunduğum hakkındaki yazım burada). Şöyle ki:
Sidney konsolosluğundan Vietnam vizesi için pasaportum, uçak biletlerim ve otel rezervasyonlarım ile başvurdum. Başvuru esnasında memur arkadaş tur satın almam gerektiğini söyledi. Ben de Vietnam’a otelde oturmaya gittiğimi, turla gezmeyeceğimi, eğer gezeceksem de kendi bisikletimle dolaşacağımı imalı olarak belirttim. Konsolosluk görevlisi; tur satın almadan başvurursam reddedilme riskimin olduğunu söylemesine rağmen inatla başvurmak istediğimi söyledim ve başvuru ücretini de ödeyerek başvurumu ilettim. Başvurumun ardından 2 iş günü içerisinde telefonla arayıp vizemin çıktığını ve pasaportumu alabileceğimi belirttiler. Böylece 1 aylık tek giriş Vietnam vizemi bir sorun yaşamadan aldım. Ancak Vietnam vizesi almak konusunda büyük sıkıntıların yaşandığını çok duyuyorum. Konu hakkında en detaylı bilgiyi Onur İnal’ın “Vietnam Vizesi Nasıl Alınır?” başlıklı güncel yazısında bulabilirsiniz.
Ho Chi Minh City’e iner inmez çok sıcak bir hava karşıladı bizi. Kuzey yarımkürede ve Aralık ayında olmamıza rağmen Vietnam’ın ekvatora yakınlığı ve Ho Chi Minh City’nin de Vietnam’ın güneyinde bir şehir olmasından dolayı şaşılacak bir durum değil aslında. Ama bizi ne sıcak ve nemli hava, ne de yeni bir ülkeyi ilk defa görüyor olmanın heyecanı etkiledi. İlk izlenimimiz ve bu ülke hakkında belki de hayatımız boyunca hiç unutmayacağımız şey; ülkedeki motorsiklet kullanımı oldu. Yollarda (abartmıyorum) milyonlarca motorsiklet var. Aile başında 2-3 adet motorsiklet düşen bir ülke düşünün. Bunun üzerinde bir de trafik kuralları olmadığını hayal edin. Vietnam’a hoşgeldiniz. Her ne kadar Türkiye’nin bağrında ve kuralsızlığında yetişmiş insanlar olsak da sokaklarda yürümeye ve karşıdan karşıya geçmeye alışmamız 1 haftadan fazla sürdü.
Ho Chi Minh City, Vietnam’ın en büyük şehri ve eski başkenti. Şehrin eski ismi olan Saygon 1975 yılında yerini Ho Chi Minh City’e bırakmış. Ancak yerel halk ve turistler hala Saygon kelimesini kullanıyorlar, özellikle şehrin merkezi için.
Ho Chi Minh City’de kaldığımız 2 gün boyunca yaptığımız en etkileyici gezi Cu Chi Tünelleri gezimizdi. Yazıya boğmadan bolca resim ve notlarla Ho Chi Minh City anılarımızı paylaşıyorum:
Ho Chi Minh City sonrasındaki durağımız, Vietnam’ın tam ortasındaki sahil şehri Hoi An oldu. Çok iddialı olacak ama bizim düşüncemize göre Vietnam’ın en müthiş yeri Hoi An. Rengarenk bir şehir düşünün, her köşede onlarca renkte lambalar asılı olsun. Daracık sokakları arabalara kapalı, yayalara ve bisikletlere açık olsun. Akşamları ufacık şehrin belediye hoparlörlerinden klasik müzik çalsın. Ve üstüne dünyanın en güzel yemekleri bu şehirde olsun. İşte bu şehir Hoi An. Tek kelime ile masal gibi bir şehir Hoi An. Keşke 2 gün yerine 4-5 gün kalsaydık dedik burada. Bu güzel şehir en güzel resimlerle anlatılılır diyor ve sizi çektiğimiz resimlerle başbaşa bırakıyorum:
Hoi An’dan sonraki durağımız 3 günlük Ha Long Bay tekne gezisini de yapacağımız ülkenin başkenti kuzeydeki Hanoi şehri oldu. Hanoi’de geçirdiğimiz 4 gün ve özellikle Ha Long Bay tekne turu son derece etkileyiciydi. Gezinin son bölümü olan Hanoi gezisinin detaylarını bir sonraki serinin son yazısında paylaşacağım. Şimdilik sadece tek bir resim ekliyorum.
***
Not: Serinin diğer yazılarına aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz
Dünyayı keşfederken (1): Tayland & Kamboçya
Dünyayı keşfederken (3): Kuzey Vietnam