Hayatı keşfet!

Biz kimiz?


İrlanda'da ve Türkiye'de yaşayan iki kardeş... Gündemle, hayatla ve yaptıkları seyahatlerle ilgili gözlemlerini yazıyorlar. Limanlarından ayrılıp keşfedilmeyenlere ulaşmaya çalışıyorlar.

Son yazıları okudun mu?


Yeni yazılar anında email'ine gelsin!


İletişimde kalalım!


İnkaların Diyarı Peru: Machu Picchu Öncesi

Cemal BüyükgökçesuCemal Büyükgökçesu

Kasım’ın son 2 haftasında Google’dan arkadaşlarım Ahmet ve Recep’le Peru’daydık. Lima, Arequipa, Puno, Cusco gibi keyifli şehirleri gezdik ve günde sadece 500 kişinin yapmasına izin verilen 4 günlük Inca Trail‘ı (İnka Yolu Yürüyüşü) tamamlayarak Machu Picchu‘yu gördük. Bu yazıda Lima, Arequipa, Puno, Cusco şehirlerinden bahsedip, Inca Trail tecrübesini sonraki yazıya bırakacağım; çünkü Inca Trail ve Machu Picchu, yaşattığı duygular ve hissettirdikleriye ayrı bir yazıyı hakediyor.

Peru, Güney Amerika kıtasının batısında ve güney yarımkürede bulunuyor. Dolayısıyla Kasım ayı ülke için yaz başlangıcı sayılıyor. Yüksek irtifalar dışında hava gündüz 20 derece civarındaydı ve genelde tshirtle dolaştık.

Peru yolculuğuna Dublin'den başladım (bilmeyenler için Dublin'de yaşadığımı hatırlatayım). Dublin'den doğrudan Amerika'ya uçmak yerine önce İstanbul'a uğrayıp birkaç günlük aile ziyaretini de uçuş planına ekleyince  4 ayrı uçak yolculuğu sonunda Peru'nun başkenti Lima'ya varabildim. Dublin - İstanbul - Frankfurt (aktarma) - Houston (aktarma) - Lima uçuşlarını haritada görebilirsiniz.

Peru yolculuğuna Dublin’den başladım (bilmeyenler için Dublin’de yaşadığımı hatırlatayım). Dublin’den doğrudan Amerika’ya uçmak yerine önce İstanbul’a uğrayıp birkaç günlük aile ziyaretini de uçuş planına ekleyince 4 ayrı uçak yolculuğu sonunda Peru’nun başkenti Lima’ya varabildim. Dublin – İstanbul – Frankfurt (aktarma) – Houston (aktarma) – Lima uçuşlarını haritada görebilirsiniz.

Peru’da saatler Türkiye’den 7 saat geride. Ben de, Peru yolculuğuna sabahın erken bir saatinde başlayıp gün tamamlanmadan Lima’ya varınca, aynı gün içerisinde İstanbul, Frankfurt, Houston ve Lima’da bulunarak 24 saatte 4 farklı ülke ve 4 kıta görme rekorumu da egale etmiş oldum. 🙂 (2 sene önceki Meksika yolculuğunda da aynı gün içerisinde Dublin, Frankfurt, Houston ve Mexico City’de bulunmuştum)

Peru içerisinde ulaşımı da uçak ve otobüsle yaptık. Otobüs biletlerini 1-2 saatte bir turistik noktalarda mola verecek şekilde hizmet veren firmalardan satın almıştık, o nedenle iki defa nerdeyse tüm gün otobüsle seyahat etmiş olsak da aynı zamanda yol üzerindeki çok keyifli yerlerde durup bolca fotoğraf çektik.

Lima'dan Arequipa'ya 1 saatlik uçak yolculuğu ile vardık. Areqiupa - Puno ve Puno - Cusco ulaşımlarını 6-7 saatlik otobüs yolculukları ile tamamladık. Cusco'dan Lima'ya ise yine 1 saatlik bir uçuşla geri döndük.

Lima – Arequipa ve Cusco – Lima ulaşımlarını 1 saatlik uçak yolculukları ile yaptık (kırmızı). Areqiupa – Puno ve Puno – Cusco ulaşımlarını ise 6-7 saatlik otobüs yolculukları ile tamamladık (mavi).

Ne kadar uzun süreli seyahat edersem edeyim çok az eşya ile seyahat etmeyi seviyorum. Yanıma aldıklarım 5-7 gün süre boyunca bana yetebilecek kıyafetleri içeren kabin bavulu ve her zaman yanımda taşıdığım ve elimin altında olması gereken kişisel eşyaları (güneş kremi, temizlik malzemeleri, kazak, yedek tshirt, şart aleti vb.) alabilen ve ergonomik 7-10 litrelik sırt çantasından ibaret oluyor genelde. Bu sayede hem çok daha özgür oluyorum, hem de uçak yolculuklarında bavul kaybetme riskini ortadan kaldırıyorum.

İstanbul’dan itibaren toplam 26 saat süren (21 saati havada) yolculuktan sonra Lima’ya gece 23.30 gibi ulaştığımda ufak bir sürprizle karşılaştım. Pasaport kontrolündeki görevli bayan vizemi soruyordu. Peru, nerdeyse bütün Güney Amerika ülkeleri gibi Türkiye’den vize istemeyen bir ülke (Güney Amerika’da Türkiye’den vize isteyen 2 ülke Surinam ve Guyana. Ayrıca Guyana’yla da vize muafiyeti anlaşması yapılmış ve yakında yürürlüğe girecekmiş). Bu soru, 26 saatlik yolculuğun ardından kısa süreli bir şok yaşatsa da, vizeye gerek olmadığı teyit edildi ve damga basıldı. Anlaşılan Peru’yu ziyaret eden Türk vatandaşları yok denecek kadar az. İnka Yürüyüşü grup rehberimiz Freddy de 10 yıllık rehberlik kariyerinde karşılaştığı ilk Türklerin bizler olduğunu söyleyerek bunu doğrulayacaktı.

Lima, Arequipa, Puno ve Cusco şehirlerinde toplamda 5-6 gün geçirdik. Bolca resim eşliğinde bu şehirlerde biriktirdiğimiz anıları aşağıda paylaşıyorum. Bir sonraki yazıda da, 4 gün süren ve hayatımdaki en unutulmaz anılardan biri olan İnka Yolu Yürüyüşümüzü ve Machu Picchu’nun güzelliklerini paylaşacağım.

Lima'da ilk yaptığımız şeylerden biri Larco müzesini ziyaret etmek oldu. 4,000 yıllık Peru tarihi hakkında birçok bilgi bulabilirsiniz müzede. Resimde gördüğünüz şey bir database. Diğer bir deyişle istatistiki bilgilerin tutulduğu bir araç. Her ipliğin uzunluğunun, düğüm yerlerinin ve renklerin barındırdığı bilginin bir anlamı var. Demografik bilgilerden tarihsel kayıtlara kadar birçok bilgiyi bu şekilde kayıt altına almış Peruluların eski ataları.

Lima’da ilk yaptığımız şeylerden biri Larco müzesini ziyaret etmek oldu. 4,000 yıllık Peru tarihi hakkında birçok bilgi bulabilirsiniz müzede. Resimde gördüğünüz şey bir database. Diğer bir deyişle istatistiki bilgilerin tutulduğu bir araç. Her ipliğin uzunluğunun, düğüm yerlerinin ve renklerin ayrı bir anlamı var. Demografik bilgilerden tarihsel kayıtlara kadar birçok bilgiyi bu şekilde kayıt altına almış Peruluların eski ataları.

Larco müzesinin bahçesi rengarenk çiçeklerle ve ufak ağaçlarla süslenmiş. Ahmet'le anı ölümsüzleştiriyoruz.

Larco müzesinin bahçesi rengarenk çiçeklerle ve ufak ağaçlarla süslenmiş. Ahmet’le anı ölümsüzleştiriyoruz.

IMG_20141121_150847

Inca Kola sponsorluğunda görevini yapan bayan trafik polisi.

Lima'nın şehir meydanlarının ortak özelliği devasa fiskiyeler barındırmaları. Bu meydanı ise daracık caddeler kesiyor. Özellikle iş çıkış saatlerinde çok fazla trafik oluyor 9 milyon insanın yaşadığı Lima şehrinde (Peru'nun toplam nüfusu 30 milyon)

Lima’nın şehir meydanlarının ortak özelliği devasa fiskiyeler barındırmaları. Bu meydanı ise daracık caddeler kesiyor. Özellikle iş çıkış saatlerinde çok fazla trafik oluyor 9 milyon insanın yaşadığı Lima şehrinde (Peru’nun toplam nüfusu 30 milyon)

Lima'nın dar ve renkli sokakları.

Lima’nın dar ve renkli sokakları.

IMG_20141121_154929~2

Peru'da çorba istediğinizde devasa büyüklükte geliyor ve sizi saatlerce tok tutuyor. Hemen her restaurantta olan tavuklu ve sebzeli çorbayı denedik. Oldukça lezzetliydi.

Peru’da çorba istediğinizde devasa büyüklükte bir tabakta geliyor ve sizi saatlerce tok tutuyor. Hemen her restaurantta olan tavuklu ve sebzeli çorbayı denedik. Oldukça lezzetliydi.

Lima'da 1 gün geçirdikten sonra uçakla güneydeki Peru'nun 2. büyük şehri olan Arequipa'ya varıyoruz. Varışımız sabahın erken bir saati olduğundan kendimizi güneşli ve meydana bakan güzel manzaralı bir terasta kahvaltı ile ödüllendirdik. Arequipa denizden 2300 metre yukarda.

Lima’da 1 gün geçirdikten sonra uçakla Peru’nun 2. büyük şehri olan güneydeki Arequipa’ya varıyoruz. Varışımız sabahın erken bir saati olduğundan kendimizi güneşli ve meydana bakan güzel manzaralı bir terasta kahvaltı ile ödüllendirdik. Arequipa denizden 2300 metre yüksekte.

Burada söze girmek istiyorum: Peru meceramızın büyük bir kısmı yüksek irtifalarda geçti ve deniz seviyesinden çok yukarılarda olmanın getirdiği rahatsızlıkları 1-2 gün boyunca ciddi olarak yaşadık. Deniz seviyesinde bulunan Lima’dan sonra 2300 metredeki Arequipa şehrine ayak basar basmaz hem nefes almamız güçleşti, hem de sokaklardaki egsoz kokularını oksijen azlığından dolayı çok daha şiddetli hissetmeye başladık. Özellikle 3800 metrede bulunan ve 2 gün kaldığımız Puno şehrinde çok zorlandık. Erzurum şehrinin rakımının 1900 metre, Uludağ’ın zirvesinin 2500 metre, Palandöken Dağı’nın zirvesinin 3100 metre, Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı’nın zirvesinin 5100 metre olduğunu hatırlatırsam heralde daha kolay olur ne denli yüksek irtifada olduğumuzu anlamak.

Yaşadıklarımız; her attığımız adımda nefes nefese kalmak, baş ağrısı, mide bulantısı ve halsizlik hissinden ibaretti, ama şiddetine göre hayat kalitenizi son derece düşürebilen şeyler bunlar. Bu tarz yüksekliklere kademeli olarak çıkmak gerekiyor. Aksi durumda bu bahsettiğim yükseklik hastalığı sendromlarını yaşıyorsunuz. Zaman kısıtımız ve önceden ayarlanmış gezi planımız nedeniyle hızlı bir şekilde yükseldiğimizden yükseklik hastalığı sendromlarını 2 gün boyunca yaşadık. Öğrendiğimize göre insan vücudu bu yüksekliğe ve oksijen azlığına adapte olabilmek için 48-72 saat içerisinde kandaki alyuvar sayısını 2 katına çıkarıyormuş ve bu sayede kanın oksijen taşıma ve oksijenden yararlanma kapasitesini artırıyormuş. 48-72 saatin ardından yaşanılan yükseklik sendromları da kaybolmaya başlıyor. Nitekim çok yüksek irtifadaki İnca Yolu Yürüşümüz sırasında yüksekliğe tamamen adapte olmuştuk ve hiçbir sıkıntı yaşamadık.

Arequipa'dan Puno şehrine çok güzel manzaralar eşliğindeki 6-7 saatlik bir otobüs yolculuğa ile geldik. Puno şehrine gitme amacımız, dünyanın üzerinde ulaşım yapılabilen en yüksek gölü olan Titicaca gölünü (3800 metre) ve çevresindeki yerel yerleşimleri görmekti.

Arequipa’dan Puno şehrine çok güzel manzaralar eşliğindeki 6-7 saatlik bir otobüs yolculuğu ile geldik. Puno şehrine gitme amacımız, üzerinde ulaşım yapılabilen dünyanın en yüksek gölü olan Titicaca gölünü (3800 metre) ve çevresindeki yerel yerleşimleri görmekti.

IMG_2175 (1)

Yol üzerindeki ilk mola noktamızdan bir anı.

Peru'da hemen her yerde Coca çayı ikram ediliği. Coca bitkisinin yeşil yapraklarını sıcak suya atıp karıştırıyor ve şekerle içiyorsunuz. Tahmin edebileceğiniz gibi aynı bitkinin işlenmesi ile uyuşturucu da üretilebiliyor. O nedenle örneğin bu içkiyi Amerika'da tüketmek yasak ve Coca çayına izin veren ülkeler sadece Kolombiya, Peru, Bolivya, Arjantin, Ekvator ve Şili. Yine de hatırlatıyım: Coca çayının uyuşturucu hiçbir etkisi yok ve tamtersi yükseklik hastalığı ve başka birçok hastalıkla mücadele konusunda son derece yararlı bir içecek. Bolca tükettik.

Peru’da hemen her yerde Coca çayı ikram ediliyor. Coca bitkisinin yeşil yapraklarını sıcak suya atıp karıştırıyor ve şekerle içiyorsunuz. Tahmin edebileceğiniz gibi aynı bitkinin işlenmesi ile uyuşturucu da üretilebiliyor. O nedenle örneğin bu içkiyi Amerika’da tüketmek yasak ve Coca çayına izin veren ülkeler sadece Kolombiya, Peru, Bolivya, Arjantin, Ekvator ve Şili’den ibaret. Yine de hatırlatıyım: Coca çayının uyuşturucu hiçbir etkisi yok ve tamtersi yükseklik hastalığı ve başka birçok hastalıkla mücadele konusunda son derece faydalı bir içecek. Bolca tükettik.

Puno'daki ilk akşamımızda bizdeki dolma yapımında kullanılan büyük yeşil ve kırmızı biberlere benzeyen ama çok daha acı olan sebzelerin içinin kıyma ile doldurulup, kaşar peyniri ile üstünün kapatılmasıyla oluşan lezzetli bir yerel yemek yedik.

Puno’daki ilk akşamımızda bildiğimiz dolma yapımında kullanılan büyük yeşil ve kırmızı biberlere benzeyen ama çok daha acı olan sebzelerin içinin kıyma ile doldurulup, kaşar peyniri ile üstünün kapatılmasıyla oluşan lezzetli bir yerel yemek yedik.

Puno'daki ikinci günümüzdeki Titicaca gölü üzerinde yerlilerin yaşadığı adaları ziyaret ettik.

Puno’daki ikinci günümüzde Titicaca gölü üzerinde yerlilerin yaşadığı adaları ziyaret ettik.

IMG_20141123_094804~2

Dünyanın üzerinde ulaşım yapılabilen en yüksek gölü olan Titicaca, Peru ve Bolivya ülkeleri arasında bir sınır. 8.288 kilometrekare alana sahip ve bu Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'nün kapladığı alanın 2 katından daha fazla bir alan demek.

Dünyanın üzerinde ulaşım yapılabilen en yüksek gölü olan Titicaca, Peru ve Bolivya ülkeleri arasında bir sınır oluşturuyor. 8.288 kilometrekare alana sahip olan bu göl, Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün kapladığı alanın 2 katından daha fazla bir alanı kaplıyor. Köylüler gölün dipsiz olduğunu iddia ediyor, zira oldukça derin bir göl ve en derin noktası tam 280 metre.

Titicaca gölünde ziyaret ettiğimiz adanın kendine özgün kuralları varmış ve bu kurallardan biri erkeklerin örgü örmesiymiş.

Titicaca gölü üzerinde ziyaret ettiğimiz Taquile adasının kendine özgün kuralları varmış ve bu kurallardan biri de erkeklerin örgü örmesiymiş. Adada 2200 kişi yaşıyor.

Ada yerlilieri kendi sabunları kendileri üretiyorlar ve bize adada yetişen bir bitki çeşidini ezip suyla karıştırarak ürettikleri sabunla nasıl çamaşır yıkadıklarını gösterdiler.

Ada yerlilieri sabunlarını doğal yollarla kendileri üretiyorlar. Bize de adada yetişen bir bitki çeşidini ezip suyla karıştırarak ürettikleri sabunla nasıl çamaşır yıkadıklarını gösterdiler.

3 kişi birlikte seyahat etmenin en güzel yanlarından biri bolca artistik fotoğraf çekebiliyor olmak. Fotoğraf için teşekkürler Recep'e. :)

3 kişi birlikte seyahat etmenin en güzel yanlarından biri bolca fotoğraf çekebiliyor olmak. Fotoğraf için teşekkürler Recep’e. 🙂

Ahmet'in GoPro'suyla göl çekimleri.

Ahmet’in GoPro’suyla göl çekimleri.

Taquile adasından sonraki durağımız olan Titicaca gölünün yüzen adalarından birine yolculuğumuz sırasında teknenin tepesinden. 3800 metrede olunca, hava bulutlanınca soğuğu iliklerinize kadar hissediyorsunuz her ne kadar yazın başı olsa da.

Taquile adasından sonraki durağımız olan yüzen adalardan birine yolculuğumuz sırasında teknenin tepesinden bir görüntü. 3800 metrede olunca, özellikle hava bulutlanınca soğuğu iliklerinize kadar hissediyorsunuz her ne kadar yazın başı olsa da.

Yüzen ada ziyaretimiz öncesinde yol üzerinde bir köyde yemek molası verdik. Perulu köylüler bize kuyu kebabı yaptılar. (Özel günlerde yerliler, pişirme şekli bildiğimiz kuyu kebabıyla aynı olan toprakta pişirme yöntemiyle yemekler yapıyorlar. Bize de toprakta pişirdikleri tavuk, balık, patates ve tatlı niyetine sıcak muzları ikram ettiler).

Yüzen ada ziyaretimiz öncesinde yol üzerinde bir köyde yemek molası verdik. Perulu köylüler bize kuyu kebabı yaptı. (Özel günlerde yerliler, pişirme şekli bildiğimiz kuyu kebabıyla aynı olan bir yöntemle yemekler yapıyorlar. Bize de toprakta pişirdikleri tavuk, balık, patates ve tatlı niyetine sıcak muzları ikram ettiler).

Yemekten sonra Titicaca gölündeki yüzen adalardan birine vardık. Bu yüzen adalar, basit anlamda suyun üzerinde devasa sazlıklara benziyorlar. Adaların başıboş dolaşmaması içinse gölün tabanına ağırlıklarla ve çubuklarla sabitliyorlarmış. Her adada farklı bir aile yaşıyor ve birçoğu turist ziyaretine kapalı.

Yemekten sonra Titicaca gölündeki yüzen adalardan birine vardık. Bu adalar Uros adaları olarak da geçiyor. Bu yüzen adalar, basit anlamda suyun üzerindeki devasa sazlıklara benziyorlar. Adaların başıboş dolaşmaması içinse gölün tabanına ağırlıklarla ve çubuklarla sabitliyorlar. Her adada farklı bir aile yaşıyor ve birçok ada turist ziyaretine kapalı.

Uros halkı, bizim ziyaretimizle birlikte kendi dokudukları tekstil ürünlerini ve süs eşyalarını sergilediler.

Uros halkı, bizim ziyaretimizle birlikte kendi dokudukları tekstil ürünlerini ve süs eşyalarını sergilediler.

Yüzen adalarda halk böyle evlerde yaşıyor.

Yüzen adalarda halk böyle evlerde yaşıyor.

Yüzen adalar arası ulaşım aracı sazdan kayıklar.

Yüzen adalar arası ulaşım aracı sazdan kayıklar.

IMG_2264

Ada yerlileri ile veda pozumuz.

Puno'da geçirdiğimiz 1.5 günün ardından Cusco'ya doğru 7-8 saatlik VE müthiş manzaralarla dolu otobüs yolculuğumuz başladı. Inca Yürüyüşü'ne ve Machu Picchu yolculuğuna Cusco şehrinden başlayacaktık.

Puno’da geçirdiğimiz 1.5 günün ardından Cusco’ya doğru 7-8 saat süren ve müthiş manzaralarla dolu otobüs yolculuğumuz başladı. Inca Yolu Yürüyüşü’ne ve Machu Picchu yolculuğuna Cusco şehrinden başlayacaktık.

Cusco yolu üzerinde çok güzel bir durakta öğle yemeği molası verdik. Recep'le ilk lama pozumuzu da burada çektik.

Cusco yolu üzerinde çok güzel bir durakta öğle yemeği molası verdik. Recep’le ilk lama pozumuzu da burada çektik.

Lama hatırası.

Lama hatırası.

Bir başka mola yerinde herkes tarihi eserleri incelerken ben. Fotoğraf için teşekkürler yine Recep'e.

Bir başka mola yerinde herkes tarihi eserleri incelerken ben. Fotoğraf için teşekkürler yine Recep’e.

Bu fotoğraf Cusco yolculuğundaki son mola noktamızdan akşamüstü çekildi. Hani bazı yerler vardır, inanılmaz bir enerji ve huzur verir insana, burası da öyle bir yerdi işte. 1 saat mola vermiş olsak da müthiş bir duygu ve enerji ile ayrıldık bu şirin kasabadan.

Bu fotoğraf Cusco yolculuğundaki son mola noktamızdan akşamüstü çekildi. Hani bazı yerler vardır, inanılmaz bir enerji ve huzur verir insana, burası da öyle bir yerdi işte. 1 saat mola vermiş olsak da müthiş bir duygu ve enerji ile ayrıldık bu şirin kasabadan.

Cusco şehrine bir gün yolunuz düşerse şehrin merkezindeki halk pazarına mutlaka birkaç saat ayırın. Yiyecekten hediyelik eşyaya birçok şeyi çok ucuz fiyata alabilirsiniz. Ayrıca gözlem yapmak, fotoğraf çekmek ve hatta insanlarla sohbet etmek için harika bir yer.

Cusco şehrine bir gün yolunuz düşerse şehrin merkezindeki halk pazarına mutlaka birkaç saat ayırın. Yiyecekten hediyelik eşyaya birçok şeyi çok ucuz fiyata alabilirsiniz. Ayrıca gözlem yapmak, fotoğraf çekmek ve hatta insanlarla sohbet etmek için harika bir yer.

IMG_20141129_101222

Cusco'da keyifli ama bir o kadar da yorucu pazar gezisinden sonra acıkınca nerede yiyelim diye düşünürken, her gezginin yol dostu Foursquare'e danıştık ve bize sadece çorba ikram eden lokal bir restaurantı önerdi. Peru'daki en iyi çorbayı burada içtik. Gördüğünüz bu çorbayı içtikten sonra akşam yemeğini 7 saat sonra yiyebildim. (Çorba, kremalı, biftekli, sebzeli yerel bir çorba)

Cusco’da keyifli ama bir o kadar da yorucu pazar gezisinden sonra acıkınca nerede yiyelim diye düşünürken, her gezginin yol dostu Foursquare’e danıştık ve bize sadece çorba ikram eden lokal bir restaurantı önerdi. Peru’daki en iyi çorbayı burada içtik. Gördüğünüz bu çorbayı içtikten sonra akşam yemeğini 7 saat sonra yiyebildim. (Çorba, kremalı, biftekli, sebzeli, makarnalı yerel bir çorba)

Cusco'nun renkli meydanı.

Cusco’nun renkli meydanı.

IMG_20141129_115428~2

Cusco’dan sonra gezimizin esas amacı olan Inca Trail (4 gün boyunca tırmanışlarla ve inişlerle geçecek, çadırlarda ve kamp alanlarında kalacağımız, bizi inanılmaz bir ruh haline büründürecek olan kutsal İnka Yolu Yürüyüşü) başlıyordu. Gezimizden önce Dublin’deki son birkaç haftamızda hem fiziksel, hem zihinsel, hem de teçhizat anlamında bu yürüşüye hazırlanmıştık ve o an gelmişti.

Bir sonraki yazıda 4 gün sürecek ve hayatımız boyunca unutmayacağımız anılar biriktirdiğimiz İnka Yürüyüşü’nden ve Machu Picchu’dan bahsedeceğim ve yine rengarenk resimler paylaşacağım.

Takipte kalın. 🙂

Güncelleme: İnka Yolu Yürüyürüşü ve Machu Picchu yazısına buradan ulaşabilirsiniz.

2009'dan beri yurtdışında yaşayan Cemal, London School of Economics’teki yüksek lisansının ardından Google’da çalışma hayatını sürdürüyor. Çok fazla bilinmeyen yerlere seyahat edip farklı yaşantıları keşfetmek en büyük hobisi. Ayrıca bir yüzme tutkunu: Her gün (istisnasız) 2.5 km yüzüyor.