2015 Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz Asya gezimizin ikinci yarısını Kuzey Tayland’a ayırdık. Gezimizin ilk yarısına ait...
Kendime not: 31 Aralık 2016’da bunu tekrar okuyacağım…
Tam 4.5 sene önce doğum günümde kendime basit bir mutluluk haritası çizmiştim. Aradan yıllar geçti. Yapmayı istediklerimin ne kadarını gerçekleştirdim peki?
Cemal Büyükgökçesu4.5 sene önce yazdığım yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
- Daha sık ‘hayır’ diyen – Hem işte hem de özel hayatta çok daha sık “hayır” demeyi öğrendim. Hem kendime, hem de sevdiklerime bu sayede daha fazla zaman ayırabilmeye başladım.
- Yapacaklarını öncelik sırasına sokan – Bunu, elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum. “Daha sık hayır diyebilmemi” sağlayan şeylerden biri aslında.
- Kötümser insanlardan uzak duran – Hayat kısa, zaman da hızla akıp geçiyor. Bizi en mutlu eden insanlarla zaman geçirmeliyiz. Sevmediğimiz kişilerle ilişkilerimizi canlı tutmaya çalışacak kadar çok yaşamıyoruz malesef, o yüzden bizi mutsuz eden negatif insanları da hayatımızdan uzak tutmak gerekiyor sanırsam. Şanslıyım, etrafımda çok fazla kötümser insan yok ya da farkında olmadan onları benden uzak tutmayı öğrenmişim. Şu yazıdaki 2. maddeyi okumanızı öneriyorum.
- Yapmaktan hoşlanmadığı işler için yardım istemesini bilen – Bu konuda alacağım çok yol var daha, ama en azından her şeyi kendim yapmak yerine birçok konuda yardım istemeyi ve sorumluluk paylaşmayı öğrendim. Hatta öyle durumlar oluyor ki; benim yapmaktan hoşlanmadığım bir iş, bir başkası için tutku olabiliyor. Bu prensibi uygulayarak müthiş sinerjiler yakalamak mümkün iş hayatında ve özel hayatta.
- Bir defada yapılması zor büyük işleri, küçük parçalara ayıran – Özellikle iş hayatında daha fazla uygulamaya başladım bunu. İşleri küçük parçalara ayırmak onları çok daha kolay yönetilebilir yapıyor. Ama buradaki marifet işleri gereğinden küçük parçalara ayırmamakta, o zaman da büyük resmi kaybediyoruz. Ayrıca Ataol Behramoğlu’nun şiirinde söylediğini de unutmamak gerek: “Ne kadar küçük dilimlersen dilimle, her işin iki yüzü var.“
- Gülümseyen – Dünyadaki tüm kötülüklerin panzehiri içten bir gülümseme olabilir. İçten bir gülümsemenin açamayacağı kapı ve aşamayacağı engel yok. 2016 için en büyük hedeflerimden biri çok daha fazla gülümsemek. Yalnız olduğum zamanlarda bile…
- Bebekleri gıdıklayan – Hayır, bunu hala yapmadım. Yapan varsa nasıl hissettiğini paylaşabilir mi?
- Kendini, bütün soruların cevabını bilmekle yükümlü hissetmeyen, bazı şeyleri de bilmeyen – Bu, kişinin zihninde gerçekleştirmesi gereken bir devrim. Eğer başarırsanız, kendinizi çok daha fazla mutlu hissedersiniz, emin olun. Bu konuda çok yol aldım, bilmediğim şeyleri açıkça ifade ederken özgüvenli olmayı öğrendim. Ayrıca bu sayede, bilmediklerimi öğrenirken de çok daha iyi motive olabiliyorum. Çünkü kendimi kandırmıyorum ve gerçekçi öğrenme hedefleri koyabiliyorum.
- Karşılaştığı insanlara, onların hoşuna gidecek bir şey söyleyen – Son birkaç sene içerisinde üzerine eğildiğim ve kendimi çok geliştirdiğim konulardan biri bu. Bir insanı daha iyi hissettiren ve mutlu eden şeylerden biri, yeri geldiğinde bir başkasını övmek ve takdir etmek. Hatta bu konuda yazdığım bir yazı bile var. Buradan okumanızı öneririm.
- Yağmur yağmasını isteyen; yağınca yağmurda yürüyen – Bu konuda gayet iyiyim, Dublin’in iklimi de sağolsun hep yanımda.
- Kendi kendine, nerede eski günler, her şey daha güzeldi demekten vazgeçen – Tam şu aralar üzerinde zaman harcadığım konulardan biri bu. Geçmişe ve eski kararlara takılmadan, sadece anı ve ileriyi düşünme bakış açısını öğrenmeye çalışıyorum. Şanslıyım, çevremde bu konuda gayet başarılı ve örnek alabileceğim insanlar da var.
- Kendisine daha çok güvenen – Bunun için zaman gerekli, daha fazla bilgi, deneyim, hikaye ve yaşantı biriktirmek gerekli. Bilgi ve deneyim zaman içersinde birikiyor, özellikle de yaptığınız işi veya ilgilendiğiniz şeyi seviyorsanız. Bundan daha da önemlisi hikayeler ve yaşantılar biriktirebilmek. Bunun içinse bolca sohbet ve seyahat ediyorum. Her gittiğim yerde değişik yaşantılar keşfedip yeni hikayeler biriktiyorum. Bunun bir sınırı yok tabi, ama bu alanda iyi yol kat ettim son 4-5 senede.
- Nüktedan – İrlandalılardan çok şey öğreniyorum bu konuda. Çok ciddiye almıyorlar hayatı, ayrıca kendileriyle dalga geçebilen ve hayatla barışık insanlar. Nazım Hikmet de zaten boşuna söylememiş: “Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın, bir sincap gibi mesela“.
- Kendini mutlu edecek bir şey yapmayı yarına bırakmayan – 2016 yılında çok daha fazla üzerinde çalışacağım bunun. Mutlaka!
- Hiç tanımadığı insanlara yürekten bir merhaba diyen – Bolca seyahat edin sevgili okur. Seyahat etmek için çok paranız olmasına da gerek yok, sırt çantanızı alın ve haftasonu bir yerlere kaçın. Gerekirse öğrenci yurtlarında, yıldızı olmayan otellerde kalın. Emin olun; yürekten bir merhaba demek isteyeceğiniz çokça insan çıkacak karşınıza. Son 4-5 senede bolca seyahat etmemin öğrettiği şeylerden biri de bu.
- Eski bir arkadaşıyla karşılaşınca ona sıkıca bir sarılan – 2016’da eski arkadaşlarla karşılaşmak için daha çok fırsat yaratacağım. Buraya not alalım.
- Hava açıksa, gece yıldızları seyreden – İrlanda’da malesef mümkün değil. Bu maddeyi siliyorum.
- Daha çok şiir okuyan – 2015’de bir önceki seneye göre daha çok kitap okudum, 2016’da çok daha fazla kitap okuyacağım. Şiir mi? 2016’ya not düşelim.
- Daima daha iyisini yapmaya çalışan, ama mükemmeliyetçi olmayan – Kendimi geliştirmek için çok çalıştığım alanlardan biri bu. Ciddi ilerleme kaydettim, ama hala mükemmele ulaşamad… Pardon geri aldım, mükemmeli aramıyorduk değil mi?
- Kendi kendine yetmeyi bilen – Sanırsam iyiyim bu konuda.
- Her gün biraz idman yapan; her fırsatta yürüyen – Yürüme kelimesini yüzmeyle değiştirirsek bu maddeye de check atabiliriz. Hatta biraz daha az idman yapmalıyım, her gün 2.5 km yüzmenin gereği yok.
- İşe daha erken giden – Bu maddeye de gururla check atabilirim. Nerdeyse son 5 yıldır işe sabah 8’de başlıyorum. Günün en verimli ve mutlu olduğum zamanları sabah 8-10 arası diyebilirim. Şiddetle öneririm sizlere de.
- İşe her gün aynı yoldan gitmeyen – Ev ve ofis arası yürüyerek 3 dakika olunca çok fazla yol alternatifim olmuyor. Ama bu maddeyi farklı yorumluyorum ve “her haftasonu aynı şeyleri yapmayan” olarak değiştiriyorum. 2016 yılında daha iyi olabileceğim konulardan biri.
- Daha çok teşekkür eden – İrlanda’da yaşamanın bana kattığı değerlerden biri bu. Bunu yapmak beni mutlu ediyor. Kocaman bir check atalım.
- Evde kendi kendine yemek pişiren, güzel bir sofra kuran, sonra da afiyetle yiyen – 2016 yılında çok daha fazla üzerinde durmam gereken bir konu. Hatta sadece kendi başıma değil, daha fazla insanla paylaşarak…
- Severken karşılık beklemeyen – Müthiş bir madde bu. Bütün insanlar bunu yapabilse dünya nasıl bir yer olurdu düşünsenize? Sanırsam iyiyim insanları karşılıksız sevmek konusunda. “Her şeyin fazlası zarar” sözünün işlemediği yegane şeylerden biri “sevgi”, üzerinde daha fazla çalışmaktan kesinlikle zarar gelmez.
- Hatıra defteri tutan – Blog yazıyorum, olmaz mı?
- Káğıttan bir uçak yapıp uçuran – 6 ay önce yaptım bunu, hem de iş yerinde, hem de arkadaşlarımla birlikte.
- Yeterince uyuyan – 2015 yılında haftaiçleri ortalama 5-6 saat uyku ile yaşamayı öğrendim. “Yeterince” kelimesi göreceli ama uyku süresini 6-7 saate çıkarmayı 2016’da deneyeceğim.
- Öfke denen şeyi hayatına sokmayan – Kesinlikle bunda iyiyim. Kendime öfkelendiğim zamanlar hariç tabi. 2016’da bu konuda bir şeyi iyileştireceksem, kendime öfkelendiğim zamanları azaltmayı iyileştirebilirim. Kendime not olsun.
Bu maddeler dışında 2016 yılında yapmayı planladığım daha onlarca şey var. Örneğin snowboarding yapmayı öğrenmek, yepyeni ülkeler keşfetmek, daha az kahve içmek, bir yüzme yarışmasını kazanmak, daha fazla yazı yazmak… Bunlar da bir başka blog yazısına kalsın artık.
İstediğiniz her şeyin gerçekleşeceği bir yıl olsun 2016.