Dünyayı keşfederken (3): Kuzey Vietnam

3 yazıdan oluşan ve 2013 Aralık ayında yaptığımız Tayland, Kamboçya ve Vietnam gezisini anlatan yazı serisinin ilk iki yazısını da okumanızı öneririm: “Dünyayı keşfederken (1): Tayland & Kamboçya” ve “Dünyayı keşfederken (2): Güney Vietnam“

***

Vietnam’ın kuzeydeki başkenti Hanoi’ye geldiğimizde bizi serin bir hava bekliyordu. Nitekim ülkenin güneyindeki Ho Chi Minh City’den bu yana nerdeyse 1.800km kuzeye ilerlemiştik. Yine de Vietnam’ın ekvatora yakınlığından dolayı ılıman iklimin yaşandığı bir ülke ve sıcaklıklar çok fazla düşmüyor. Ha Long Bay’de tekne turu yaparken denize dahi girilebilecek sıcaklıkları da gördük.

Hanoi’ye 2 nedenden ötürü geldik: İlki, Vietnam’a başkentlik eden ve 7 milyon insanın yaşadığı ülkenin bu 2. büyük şehrinde yapılacak çok fazla şeyin olması. Vietnam’ın “Atatürk’ü” Ho Chi Minh‘in anıt mezarını ziyaret, ilginç mimariye sahip One-Pillar Pagoda isimli Budist tapınağını ve şehrin bir diğer önemli tapınağı ve ülkenin ilk ulusal üniversitesini de barındıran Temple of Literature‘u görmek, Fransız işgali ve Vietnam savaşı dönemlerinde kullanılan ünlü Hoa Lo Hapishanesi‘ni dolaşmak şehirde yaptığımız gezilerden bazılarıydı. Hanoi’ye gelmemizin ikinci nedeniyse, Ha Long Bay’da (şehrin 170km doğusunda bulunan ve binlerce adacıktan oluşan koy) yapacağımız 3 gece 4 günlük tekne gezisiydi. Kısacası şehirde ve bu bölgede geçirdiğimiz 6 gün son derece keyifliydi. Yine bolca resim eşliğinde Vietnam’ın kuzeyine kısa bir yolculuğa çıkalım:

Ha Long Bay’de 4 gün boyunca koyları ve adaları gezdiğimiz tekne. Servis son derece iyiydi ve çok memnun ayrıldık. İlgilenenler için turu satın aldığımız firma: Oriental Sails

Ha Long Bay bölgesinde benzer turlar yapan çok fazla sayıda firma var. Dolayısıyla bölgenin en turistik koyları ve adaları mevsimine göre son derece kalabalık olabiliyor.

UNESCO dünya mirasları arasında bulunan Ha Long Bay, kireç taşından (kalker) oluşan binlerce adacık ve kayalık bulunduran bir bölge ve 334 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor. Bu kireç taşı oluşumlar, 500 milyon yıllık bir sürecin ürünü.

Program dahilinde bölgedeki adalardan birine yanaşarak adanın en üst noktasına tırmandık ve bu güzel pozu yakaladık. Adaya yanaşma nedenimiz, adanın ortasındaki dev mağarayı görmekti.

Dev mağaranın içi gezi teknelerinden gelen turistlerle doluydu.

Her akşam benzer günbatımları seyrediliyor. Bölgedeki puslu hava ile birlikte çok farklı bir ambiyans oluşuyor.

Tur kapsamında tekneden ayrılıp kanolarla bölgedeki ufak adacıkları dolaştık.

Gezi teknelerine yanaşan seyyar satıcılar… 

Yeni yıla Ha Long Bay’deki adacıklardan birinin sahilinde turu satın aldığımız Oriental Sails firmasının organize ettiği yeni yıl partisiyle girdik.

Türkiye’den binlerce km uzakta, insanların yaşamadığı unutulmuş bir adada ve bambaşka bir kültürde katıldığımız yeni yıl organizasyonunda dansöz oynatıldı. Bizim için sözün bittiği noktaydı.

Ha Long Bay’de yaptığımız tekne turunda çok güzel anılar biriktirdik. Teknede geçirdiğimiz 4 gün boyunca dünyanın farklı yerlerinden insanlarla çok güzel arkadaşlıklar kurduk, ilginç hikayeler dinledik. Hepsini bu yazıda anlatmak için ne vakit ne yer var. Arzu eden olursa bir gün çay eşliğinde daha geniş sohbetini yaparız. Ha Long Bay gezisinin ardından döndüğümüz ülkenin başkenti Hanoi’de geçirdiğimiz 2 gün bolca dolaştık ve şehri keşfettik. Ülkenin en hareketli şehrinden de resimler ekleyerek devam edelim:

Ulu önder Atatürk’ün yattığı Anıtkabir’e çok benzeyen Vietnam’ın kurucusu Ho Chi Minh anıt mezarı. Çok büyük kontroller ve güvenlik önlemleriyle içeri alıyorlar ve içeride fotoğraf çekmek kesinlikle yasak.

Ho Chi Minh’in anıtmezarının birkaç yüz metre ilerisinde bulunan ve son derece ilginç bir görünümü olan One-Pillar Pagoda isimli Budist tapınağı.

Şehirdeki önemli Budist tapınaklarından biri daha.

Temple of Literature’un girişi. Bu fotoğrafı çekebilmek için dakikalarca yoldaki turist yoğunluğunun azalmasını bekledik.

Vietnam’ın birçok şehrinde olduğu gibi Hanoi’de de kaldırımlara kurulan sokak satıcılarında yemek çok popüler. Önünüze serilmiş yiyeceklerden istediklerinizi bir sepete dolduruyorsunuz ve mangal başındaki arkadaşa teslim ediyorsunuz. Mangaldaki arkadaş seçtiğiniz yiyecekleri belli bir seviyeye gelinceye kadar pişiriyor ve tam pişmeden masanıza getiriyor. Çünkü kaldırıma kurulan seyyar masanızın ortasında bir tüp ve pişirme sistemi var. Pişirme işlemine kendiniz istediğiniz gibi devam ediyorsunuz. Çok değişik bir tecrübe.

3 yazıdan oluşan bir seri şeklinde 2 hafta süren Tayland, Kamboçya ve Vietnam gezisi anılarını size yansıtmaya çalıştım. Eğer bu ülkeler hakkında kafasında soru işaretleri olanlarınız varsa, hiç düşünmeden planlarınıza ekleyin derim. Bambaşka kültürler, bambaşka hayat bakışı olan insanlarla karşılaşıyorsunuz. Gördüğünüz yerler ve doğal güzellikler dışında bu insanların güzelliklerinden ve saflıklarından son derece etkileniyorsunuz. Emin olun, hayata bakış açınızı değiştirebilecek kadar kuvvetli tecrübeler dahi yaşayabilirsiniz. Çünkü bu bölgede gördükleriniz ve hissettiklerinizden sonra yaşadığınız kültürün tek veya dominant kültür olmadığını, hayata bambaşka gerçekliklerden ve önceliklerden bakan insanlar ve kültürler olduğunu görüyorsunuz. Ve umutsuza ve cevabı olmadığını bilerek defalarca kendinize hangisinin daha doğru, daha gerçek, daha iyi olduğunu soruyorsunuz… Sırf bu şoku yaşamak için dahi bu bölgeye gidilmeli, hissedilmeli.

***

Hanoi’de geçirdiğimiz keyifli günlerin ardından ben Dublin’e, Onur Seattle’a geri döndü. Peki bundan sonraki gezi planlarımız neler?

Seyahat etmek bir bağımlılık, “tanımanın” ve “keşfetmenin” keyfini bir kere tecrübe edenin seyahat etme bağımlılığından kurtulması mümkün değil. Biz de, Vietnam’dan döner dönmez 2014 planlarını çok önceden yaptık ve yeni rotaları planladık:

Kasım ayında iş nedeniyle önce Las Vegas’a, daha sonra gezmek amaçlı Peru’ya gidiyorum. Peru’da ünlü 4 gün sürecek Inca Trail’i (Kutsal Inca Yürüyüşü) yapacağım. Ardından yine Aralık sonu gibi bu defa Onur’la Güney Amerika’ya geri gelip Arjantin’i ve Patagonya’yı keşfedeceğiz (Patagonya: Arjantin ve Şili topraklarını içeren Güney Amerika’nın güneyindeki doğa harikası bölge) ve doğa yürüyüşleri yapacağız.

Sağlığımız, maddi ve manevi imkanlarımız ve motivasyonumuz el verdikçe hala büyük çoğunluğu keşfedilmemiş dünyamızı keşfetmeye devam edeceğiz ömrümüzün sonuna dek. Herkese bu seyahat etme ve keşfetme bağımlılığının bulaşması dilekleriyle, sevgiyle kalın…

***

Not: Serinin diğer yazılarına aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz

Dünyayı keşfederken (1): Tayland & Kamboçya

Dünyayı keşfederken (2): Güney Vietnam