Hayatı keşfet!

Biz kimiz?


İrlanda'da ve Türkiye'de yaşayan iki kardeş... Gündemle, hayatla ve yaptıkları seyahatlerle ilgili gözlemlerini yazıyorlar. Limanlarından ayrılıp keşfedilmeyenlere ulaşmaya çalışıyorlar.

Son yazıları okudun mu?


Yeni yazılar anında email'ine gelsin!


İletişimde kalalım!


İş yaşam dengesi

Cemal BüyükgökçesuCemal Büyükgökçesu

(Bu satırın aşağısında yer alanlar, konu ile ilgili kendi görüşlerimdir ve benzer, karşıt, aykırı her türlü görüşe saygı duyarım.)

Çok sık karşımıza çıkan bir kavramdır iş yaşam dengesi. Ben de çok duyduğumuz bu kavramın tam olarak ne demek olduğunu Google’a sordum ve bana şu cevabı verdi:

“İş hayatınızla ilişkili dünyanızı; ailenizi, hobilerinizi ve sevdiklerinizi içeren özel hayatınızdan ayırmak ve her birine uygun olan ağırlığı vererek ikisi arasındaki dengeyi sağlamak.”

Bu tanımlamadan çok önemli bir sonuca varıyor insan: Ailemizin, hobilerimizin ve sevdiklerimizin bir bölümü iş hayatımızla ilişkili dünyamız içindeyse ne olacak?

***

Bu blog’da daha önce paylaştığım birçok yazıda hayallerimizin peşinde koşmamız gerektiğinin öneminden, hayatımıza kattığımız ya da katamadığımız renklerden, Pazar sendromunun anlamsızlığından ve daha nicesinden bahsettim.

Her yazımda vermek istediğim temel düşünce şuydu: Sevdiğiniz şeyin peşinden koşun ve o “şey” hayatınız olsun.

***

İş yaşamı da, insan hayatının çok önemli bir bölümünü oluşturduğundan, sevdiğimiz şeyin iş yaşamına dahil olması da kaçınılmazdır. (Hayatımızda bir şeyleri doğru yapıyorsak…)

Bu durumda, iş yaşam dengemiz yok demektir. Çünkü sevdiğimiz şey işimizdir. Sevginin bulaşıcılığı yüzünden de ailemiz, hobilerimiz, ve iş dışındaki her şey bu sevgiden nasibini alır. Diğer bir deyişle, sevgi farklı dünyaları birbiri içinde eritir, bir yapar.

Diyelim ki, teknoloji en büyük ilgi alanınızdır, sevdiğinizdir. Ne mutlu ki size, iş hayatınızda da teknoloji alanında çalışmaktasınızdır. Alaturka bir kavram olan “kağıt üzerindeki iş saatleriniz” sona erdiğinde, iş yaşam dengesi tanımına göre yaşam sınırına girmeniz ve iş dünyası ülkesini terk etmeniz istenir. Ama gerçek böyle midir?

Boş zamanlarınızda teknoloji haberlerini/bloglarını takip etmez misiniz?

Fuarlara, konferanslara, organizasyonlara katılmaz mısınız? Arkadaşlarınızla, eşinizle, dostunuzla beraber konuyla ilgili derin sohbetlere dalmaz mısınız?

İşin en önemlisi, bunlardan keyif almaz mısınız?

***

Veya tamtersi; iş saatleriniz içerisinde yaptıklarınız kişisel gelişiminize katkıda bulunmaz mı?

İş dışındaki yaşantınızda sizi siz yapan şeyler, iş hayatınızın size kattıkları sayesinde oluşmaz mı?

İş yaşantınızda karşınıza çıkanlar, ailenizin, sevdiklerinizin ve hayatınızın birer parçaları olmazlar mı?

***

Bütün bu sorulara “evet” cevabını veriyorsanız; iş yaşam dengesi kavramının, hayatta arzuladığı şeylerin peşinde koşanlar için anlamsızlaştığını anlarsınız.

Çünkü iş yaşamdır, yaşam da iştir.

Eğer yaptıklarınız veya yapacaklarınız, hayallerinizi ve tutkularınızı gerçekleştirmenizi sağlayacak yola aitlerse…

Diğer bir deyişle, hayallerinizin peşinden koşuyorsanız…

 

 

 

2009'dan beri yurtdışında yaşayan Cemal, London School of Economics’teki yüksek lisansının ardından Google’da çalışma hayatını sürdürüyor. Çok fazla bilinmeyen yerlere seyahat edip farklı yaşantıları keşfetmek en büyük hobisi. Ayrıca bir yüzme tutkunu: Her gün (istisnasız) 2.5 km yüzüyor.